Efsane sanatçı Edip Akbayram’a veda… Kızı Türkü’den gözyaşlarına boğan sözler

0


‘Deniz Üstü Köpürür’, ‘Aldırma Gönül’, ‘Güzel Günler Göreceğiz’ ve ‘Hasretinle Yandı Gönlüm’ gibi unutulmaz eserlere hayat veren sanatçı Edip Akbayram (75), 52 gündür tedavi gördüğü Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde çoklu organ yetmezliğinden 2 Mart’ta hayatını kaybetti. Yataktan düşme sonucu iç kanama şüphesiyle 9 Ocak’ta tedavi altına alınan Akbayram 10 Ocak ve 13 Ocak’ta ameliyat edilmişti.

Akbayram için bugün Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konsere Salonu’nda tören düzenlendi.

Törene Akbayram’ın ailesi ve sevenlerinin yanı sıra, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sanatçılar Zülfü Livaneli, Onur Akın, Ferhat Göçer, Suavi, Kubat ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı.

Tören sanatçının hayatını anlatan video gösterimiyle başladı. Edip Akbayram’ın kızı Türkü Akbayram ve torunu Lavin gözyaşlarına boğuldu. 

Törende konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Akbayram’ın onurlu, vicdanlı ve ülkesini seven çok özel bir insan olduğunu söyledi. Akbayram’ın eserleriyle milyonların hayatına dokunduğunu belirten İmamoğlu, “Açıkçası sesi gibi yüreği de güzel bir insandı. Onu tanımaktan onur duydum. Her zaman insana sevgiden, eşitlikten yana onurlu duruşundan taviz vermedi. Onun ismini yaşatmak elbette boynumuzun borcu ve bunu mutlaka en güzel şekilde yapacağız” dedi.

Sanatçı Zülfü Livaneli, Edip Akbayram’ın adı gibi edip bir insan olduğunun altını çizerek, “Yani edip, edepli, terbiyeli ve güzel söz söyleyen bir insan demekti. Hakikaten adıyla müsemma bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz” diye konuştu.. Akbayram’ın hayatı boyunca efendiliğinden, insanlara karşı sevgi ve saygılı yaklaşımından hiç vazgeçmediğine işaret eden Livaneli, “Edip Akbayram, namuslu yaşayanların belki de en başındaydı. Hayatında hiçbir lekesi olmadı ve onun hayatına, ismine, ailesine hiçbir leke düşmedi. Hepimiz biliyoruz ki hayatı boyunca dik durdu” ifadelerini kullandı.

“HOŞÇA KAL BABACIĞIM”

Livaneli’nin konuşması bittikten sonra sahneye minik kızı ile çıkan Türkü Akbayram, babasına duygusal bir konuşma ile veda etti:

“Çoğumuzun Edip abisi ama benim babam. Canıma can katan, yoluma inanılmaz bir ışık tutan, ne söylesem onun bu coğrafyaya bu ülkeye kattığı değerden daha anlamlı olmayacak ne söylesem çok eksik kalacak. Direnişle geçen koca bir ömür babamınki. İlkelere, dimdik duruşu, sarsılmaz devrimci Atatürkçü kimliği ile bu ülkeye bir Edip Akbrayram geldi ama asla geçmeyecek. Babam birimizin memleket hasretinde, birimizin sevdasında, birimizin kavgasında, birimizin umudunda hep yaşaycak. Seni saklayacağım baba önce kendim için sonra herkes için seni sesimde yaşatacağım. Bir evlat olarak ömrüm boyunca seninle gurur duydum, seninle gurur duymayaca devam edeceğim. Hoşca kal babacağım…”

“HEPİMİZİN ÖRNEK ALMASI GEREKEN BİR SANATÇIYDI”

Gözyaşlarını tutmakta güçlük çeken sanatçı Kubat “Bir efsaneyi kaybettik. Hepimizin babasıydı. Kişiliğiyle de yeri doldurulamaz bir insandı, örnekti. O kadar kibar bir insan ki ‘Acaba bir hata yaptım mı’ şüpheleri duyuyorsun yanında muhabbet, sohbet edince. Sesi zaten tartışılmaz, yorumu muhteşem. Çocukken idolümüzdü. Sonra dostumuz, abimiz oldu. Bize yol gösterdi. Çok kıymetli bir değer. Başımız sağ olsun” dedi.

Sanatçı Ferhat Göçer ise, “Hepimizin başı sağ olsun. Çok kıymetli bir üstat, değerli bir sanatçı. İdeallerinden ödün vermeyen ama bunun bedellerini de ödemiş hepimizin örnek alması gereken bir sanatçıydı. Toplumun kalbinde sevgiden başka bir iz bırakmayan ki, bu çok kıymetli bir şey. Milyonlarca insan onu hep sevgiyle hatırlayacak. Ben onu yanık sesi, güler yüzüyle o gülümsemesiyle hatırlayacağım. Sahnede çok şey öğrendim kendisinde. Onu sonsuz maviliklere yolcu ederken güzel günlerde başköşemizde olacak” diye konuştu.

“BU ÜLKE YAS TUTMAK İÇİN NEYİ BEKLİYOR?”

Halk müziği sanatçısı Onur Akın, Edip Akbayram için yas ilan edilmesi çağrısında bulundu:

“Böyle bir halk sevgisini Allah kime nasip eder bilmiyorum. Bence Türkiye’de yas ilan edilmeli. Türkiye’deki bütün halkların derdine sorununa sıkıntısına, üzüntüsüne, mücadelesine her şeyine, her zaman yanında olmuş, halkın sevgisini kazanmış böyle bir değer. Bir daha gelmeyecek, yeri doldurulamayacak bir değer. Bütün Türkiye ağlarken bu ülke yas tutmak için neyi bekliyor? Bence Edip Akbayram için tüm bayraklar yarıya insin ve üç günlük yas ilan edilsin.”

KILIÇDAROĞLU, İNCE VE İMAMOĞLU YAN YANA

Törenin ardından Teşvikiye Camii’nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazı ile Akbayram, son yolculuğuna uğurlandı.

Cenaze namazına, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Eski Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile usta sanatçının ailesi, sevenleri ve sanat dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Namazın ardından üç siyasi, ortak açıklamada bulunarak Akbayram’a rahmet diledi.

Edip Akbayram’ın cenazesi Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedildi. 

EDİP AKBAYRAM KİMDİR?

Edip Akbayram, 29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğdu. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı.

Çocukluk yıllarında bir orkestra kurdu ve amatör olarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda çalıştı.

Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan’ın, Karacaoğlan’ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağı Kendim Ettim Kendim Buldum’u da lise yıllarında yaptı.

İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler’di. Plak da ‘Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası’ ve ‘Edip Akbayram ve Siyah Örümcekler’ başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.

Gaziantep’ten sonra ikinci adresi Adana oldu. Adana, Akbayram’ın kurduğu orkestrayla ilk kez sahneye çıktığı kenttir. Daha sonra burada ‘Beyaz Saray’ adlı bir gazinoda çalışmaya başladı.

1968’de liseyi bitirip İstanbul’a gitti. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girdi ve diş hekimliğini kazandı. Fakat müzik ağır bastı ve bu meslekten vazgeçerek kendini müziğe verdi.

İstanbul’a geldikten sonra 1971’de Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı. Âşık Veysel’in bir şiirinden esinlenerek yaptığı ilk bestesi olan ‘Kükredi Çimenler’le birinci oldu.

1974’te Dostlar Orkestrası’nı kurdu ve Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu. Daha sonra ‘Kara Kuzu’, ‘Deniz Üstü Köpürür’ ve ‘Garip’ adlı 45’liklerle ödüller aldı ve ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir